Araştırma ve yazı: | JANUS |
Dionysos tapımının ayinlerde neler yaşandığı kimse tam olarak çözememiş (örneğin Anadolu’daki –İon öncesi- tapımın içeriği üzerine ne yazık ki Yunan yazarlarının eserlerinde yer alan dip notları gerisinde veri yok). Bu nedenle yine Euripides’e döneceğiz zorunlu olarak.
Euripides, Bakkhalar 415
Şehvet orada, bir şenliktir orgia
Bakkhahalar sınırsız özgürlük içinde
sürdürür toplu sevişmelerini.
Euripides, Bakkhalar 220-224
(Pentheus konuşuyor)
Öbek öbek kadınlar ortalarında testiler dolusu şarap.
Gizlide kuytuda erkeklerle çiftleşirlermiş!
Sözde Bakkha rahibeliği bunu gerektirirmiş.
Bana sorarsanız Bakkhos’a falan değil Afrodite’ye
çalışıyor bu kadınlar.
Pentheus bu sözleriyle bilincine varmadan Dionysos-Aphrodith ilişkisini de gözlemlediğini söylemiş olmakta!
Bakkhanalia, Dionysia, Liberalia adlı hepsi de Dionysos’a ithaf edilmiş bayramların gerisinde gerçekten nasıl eylemler olduğunu bir de çağdaş yazarlardan dinleyelim:
The Asexuality of Dionysus, Michael Jameson
Kült pratiklerinin içinde normal bir kadının tanrı ile evlenmesini içeren bir de kutsal evlilik, yani -hiero gamos- vardı. Atina’da baharda kutlanan Anthestheria bayramında yerel bir archon’un karısı bir geceyi tanrının mabedinde geçirir; kendi ile ilişki kurması için tanrının ziyaretini beklerdi.
(Kutsal evlilik, Sümer’li İnanna ve Fenike’li Adonis tapımında da yer alır.)
The Worship of Generative Powers, Thomas Wright s.78
Bakkhanalia (Yunanistan’da kutlanan bir Dionysos bayramı) Ekim’in son yarısında, hasat bittikten sonra, Liberalia (penis tanrı Priapus bayramı) ile aynı biçimde kutlanırdı. Phallus, taç gibi süslenmiş olarak alayın önünde taşınır, ve yine Liberalia’da olduğu gibi kutlamalar -katılanların şarap ile iyice kızıştığı, aşırı sefahate düşüp dejenere olduğu- geç saatlere dek sürer, insanlar en aşırı alışkanlıklara tereddütsüz karışırlardı.
Dionysos şenliklerinde sadece seks değil, penise bir obje olarak saygı gösterme inancı da vardı; zaten Dionysos, penis tanrı Priapus’un babasıydı.
Gods of Love and Ecstasy: The Traditions of Shiva and Dionysus, Alain Danielou
Baharda Yunan kasabaları Dionysos onuruna Phallophoria festivalleri düzenlerlerdi. Bu festivallerde ritüel alayı bir büyük penis taşırdı.
Dionysos: Archetypal Image of Indestructible Life, Carl Kerenyi
Sahnede aktörler sahneye çıkarken –kült inisiyasyonlarının temel gizemi olduğu için- üstlerine kocaman sertleşmiş haldeki yapay penisleri takarlardı.
Yunanistan Attika’da köylerde, Aralık ayına kutlanan ve Dionysia adı verilen bayramda taşınan büyük fallusa bir de sepet eşlik ederdi. Bu sepet, “sepet taşıyıcı” denilen ve köyün/kasabanın en seçkin kadını tarafından taşınır; içinde de kuru meyvalar bulunurdu.
Baba-oğulun (Dionysos ve Priapus) festivallerinde fallus görülür de, ailenin hanımı Afrodit tapımında görülmez mi?
The Worship of Generative Powers, Thomas Wright s.78
Venüs festivali ise Nisan başında yapılırdı. Fallus yine arabasında taşınır, Colline kapısı dışındaki Venüs tapınağındaki Romalı hanımlar alayla ilerlerler ve tanrıçanın seksüel bölgelerini temsil ederlerdi.
Verilmek istenen, ama patriarkal mitograflarca elden geldiğince sansürlenen ya da aşırılaştıran mesaj hep aynıydı: Seks özgürlüğünü yaratmak! Seks özgürlüğü ise en “has”ından doğallığa ulaşmanın ilk adımıydı. Dionysos tapımı da sanıldığı gibi “manyaklıkların” yapıldığı bir “hezeyan” ortamı değil; köyün, kasabanın halkının doğa ortasında, müzik eşliğinde, içip eğlenilen şölen ve şenliklerdi. “Bu basit yeme-içme-sevişme ortamlardaki tanrısallık neredeydi?” diye bir soru takılabilir akıllara. Anılan tanrısallık, gönül ferahlığı ve neşe içinde gerçekleştirilen yeme-içme-sevişmedeydi tabii ki (bu işin sanıldığından çok çok daha zor olduğu bilinmelidir). Doğal yaşamaktan daha kutsal bir eylem yoktu ki… Kutsallık denen şey, biz çağdaşların pozitif enerji, o insanların ise Dionysos, Priapus, Kibele vb. dedikleri enerjileri/tanrıları uyandırmak anlamındaydı… Bunun yegane yolu da “hulus-i kalple” doğal olabilmekti.