satanizm ve satanistler

Satanizm hakkinda bilgi verir misiniz?

YANIT

Satanizm, “salt kötülüğe odaklanma” şeklinde yorumlanabilir ve bu modeldeki “salt kötülük” olarak ifade edilen kavram birey ve çevresine zarar verecek (insanları giderek evrimde geriletecek ve bu nedenle acı miktarında artış var edecek) eylem ve düşünceleri içerir. Kötülük, öncel evreni bölen (ki, madde/parçacık evreni böyle oluşmuştur) bir frekanstır. Beyin EM alanı bu dalgaboyunda olan pek çok insan bu çeşit satanist olabilir… dahası, bunun farkında bile olmayabilir.

Popüler satanizm ise “Şeytan” adlı bir varlığa bilinçli şekilde tapmadır… ama bu inancın mebdei yoktur; çünkü bu kişilerin taptıkları şekilde şeytan diye bir varlık yoktur!

Satanizm’in tanrısı olarak deklare edilen Şeytan
kompozit bir kimliktir: İncil’in Vahiy bölümünde tanımlanan bir varlık (ya da dört varlık: Ejder, Canavar, 666, Babil Fahişesi) ile Tevrat ve İncil’de lanetlenen İlk Çağ Yakın Doğu anaerkil uygarlıkların (örneğin EL Hazne’nin mimarları Nabat’lar) tanrılarının karışımı ile meydana getirilmiştir. Musevilikte (Tevrat’ta) bile yer almaz. Vahiy bölümünde, korkunç şeytanlardan kadın olanının adındaki Babil sözcüğü ve metin boyunca Babil’in lanetleneceğinden söz edilmesi satanizm Şeytan’ı ile İlk Çağ paganist bereket kültleri ilahları arasındaki bağın kanıtı sayılabilir. Babil fahişesi; Yakın Doğu’nun bereket, verimlilik, aşk ve seks tanrıçası Astarte ve İştar’dan başkası değildir. Yegane günahkarlığı ise seks özgürlüğünü savunmaktır. Sekse -boşanmayı yasaklayacak ve rahiplerinin ömürboyu seks yapmalarına engel olacak kadar- karşı bir dinde bu gibi tanrı ve tanrıçaların kötülük olarak nitelenmesi doğaldır.

İncil’in vahiy bölümünde tanımlanan Şeytan (ya da Şeytanlar), insanları aldatmak için vardır; ondan sakınılması adına sayfalar dolusu uyarılarda bulunulur. Ancak detayları -bir gora metni içeriğinde ve iticiliğinde- anlatılan ve benzeri sadece Ortaçağ engizisyonu ile Nazi Almanya’sında görülebilecek işkenceleri insanlara uygulayanlar sürekli meleklerdir.

Giderek bu Şeytan, ataerkil okültistlerin (örneğin Eliphas Levi) elinde abartılır ve ortaya klasik keçi boynuzlu ve bacaklı, elinde trident taşıyan şeytan modeli doğar.1 Hıristiyan tapım ayinlerinin tersi uygulamalarının satanik ayinlerin belkemiği olması (örneğin Black Mass, altara çıplak kadın yatırmak, ters haçlar vb.) satanizmin odağının Hıristiyanlık olduğunun bir diğer kanıtıdır.

Özetle satanizm, Yahudilik ve Hıristiyanlık aseksüel dayatmaları ve genel yasakçılığına başkaldırıdan türemiş, lideri ise öncel pagan ilahların deforme edilmiş hali sayılabilecek bir kimlik olan tapım modelidir. Amerika’daki yasal şeytan kilisesi baş rahibi Antol La Vey’in de kitaplarında söz ettiği gibi “Satanizm ve ayinleri bir psiko-dramadır”.

Orta/üst sosyo-kültürel gruplardaki kentli kimselerden oluşan modern satanistler genelde -Sharon Tate’i ve arkadaşlarını evinde çok kötü şekilde öldüren- “Şeytan Monson” ve arkadaşlarına benzemeyen, yani gerçek kötülük ile yakınlıkları bulunmayan; “kuralsız yaşamak”2 olarak ifade edilebilecek eylemleri ifa etmek adına dinsel buyruklara baş kaldıran isyankar kişilerdir. Kötü olduklarını sürekli yineleseler ve bundan bir övünç çıkartsalar da, gerçek anlamı ile zarar verici, acı yaratıcı olduklarını söylemek hayli zordur. Onlar sadece rahat ve keyifli yaşamanın tek tanrılı dinlerin donelerinden farklı yöntemler ve ortamlarda elde edileceğine inanmış kişilerdir. Hedefleri salt kişisel arzulara ve içgüdülere dayalı bir yaşam modelini ön plana çıkartmaktır.

Ancak zurnanın “zort” dediği yer burasıdır!

Kötülük (gerçek kötülük; dengesizliği yaratan, bölerek yaratan, uçlaştırarak yaratan “bölen frekans”), bu satanistlerle kolayca senkronizasyona girebilmektedir; çünkü hem “baş kaldırma” eyleminin özündeki öfke duygusu bir katalizördür, hem de bu kişiler akıl/içgüdü zıtlığının fazlaca tek yanında -içgüdü tarafında- durmaktadırlar. Bölücü frekans ise -hangi tarafta olursa olsun- ortada olmayana, (o kişi bölünmüşlük içinde olduğu için) ortadan uzaklaşıldığı oranda yakındır. Bu nedenle seksi yasaklayanlar kadar, salt seksi savunanlar da tehlike altındadırlar.

Zaten aşırı ve fanatik olarak nitelenebilen herkes (durulan yer inanç ortamı da olsa, politika ortamı da olsa; aşırı solcudan, radikal İslamcıya, radikal feministten, “sert maço” kimliklere değin) aynı vibrasyonun kontrolundadırlar.

Konuyu biraz daha açalım:

Evren, pagan yaratılış mitlerine göre öncel bir tamlık ve mutluluk evreninin bölünmesi ile var olmuştur. Ancak kötülüğün hedefi öncel evreni tamamen parçalanmak olsa da, evren sadece ikiye bölünmüş, ayrılan parçaların etkileşim ve iletişiminin tamamen kopması “iyilik” olarak adlandırılan farklı ve -birleştirici- bir vibrasyonca önlenmiştir. Bu yüzden dünya orta noktadır ve gerçeklik daima zıtlıkların birleşmesi ile (örneğin; dişi+erkek=can, elektrik+manyetizma= EM) oluşur.

Sempatizasyon yasası gereği sadece benzer benzeri çeker. Evrende ise zıtlıkların birbirini çekmesi, ZIT SAYILANLARIN ASLINDA AYNI ŞEYİN İKİ PARÇASI OLDUKLARININ KANITIDIR. Yani yine benzer, benzeri çekmektedir.

Ayrılma, insanlarda AKIL ve İÇGÜDÜLER zıtlaşması olarak görülür. Yukarıda söz ettiğim baskılara isyan eden kişilerden olan satanist gruplar bu ayrımın içgüdüler yanındaki kişilerdir ve zıtlığın bir yanında oldukları için bölünmüşlüğün diğer yanında olan salt akılcı ve aseksüel kimliklerden (orta noktaya, dengeye, birleştirmeye, her şeyin birleştiği noktaya uzak oldukları için) özde farkları yoktur. Yani salt akılcılar da, salt içgüdücüler de kötülük adlı bölücü frekansa (gerçek şeytana) yakındırlar.

Modern satanistlerin görmediği, ya da görmezden geldiği gerçek ise şudur:
Okumayı sürdürün >>

Yorum bırakın